Marifetname’den Kalbi Korumak İçin Terkedilmesi Gereken Kötü Huylar


Bundan yaklaşık 300 yıl önce Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinin (Allah ondan razı olsun) meşhur eseri Marifetname’de bedenden daha önemli olarak nitelendirdiği kalbi koruma başlığı altında (ÜçüncüFen>İkinciBab>AltıncıFasıl) yazısında şöyle bir metne denk geldim ve paylaşmadan edemedim.

Çünkü zamanede işler aksine olmuştur. O halde insanlardan uzlet etmek vacib mertebesini bulmuştur. Tam tefekkürle kalbini tahliye eden ve süsleyen her muradını almıştır. Kalbin temizleneceği kötü huylar, kibr, hased, ucb[^1], riya, bahillik[^2], israf, cahillik, küfran-ı nimet[^3], hükme ve kadıya kızmak, feryad etmek, ümitsiz olmak, zalimleri sevmek, salihlere buğz etmek, kalbi sebeplere bağlamak, makam sevgisi, ayıplanmaktan korkmak, nefsine uyanları medh, tul-i emel[^4], tama[^5], kin, şematet[^6], düşmanlık, tehevvür[^7], gadr[^8], hıyanet, yemin, sözünde durmamak, su-i zan[^9], falcılık, kahinlik, uğursuzluğa inanmak, dünya işlerine üzülmek, dünyadan korkmak, gış[^10], fitne, müdahene[^11], mahluk ile üns(?), hafiflik, inad, temerrüd[^12], nifak, cübün(?), cerbeze[^13], gabavet[^14], şereh[^15], hamud(?), ısrar gibi kötü sıfatlardır. Bunlar elli kadardır.

[^1]: Ucb: Bir açıklamaya göre ise; kendini beğenmenin kibir olduğu olması gibi başkalarını beğenmemeyi ucub olarak tanımlanıyor. Diğer açıklamada ise; Ruh dünyamızın iki büyük düşmanı olarak anlatılıyor. En kısa ifadesiyle, yeis “kişinin cehennemini garanti görmesi”, ucub ise “cennetini kesin bilmesi”_dir. Bir başka ifadeyle, yeis”Allah’ın rahmetinden ümit kesmek”; ucub ise “O’nun azabından kendini emin sanmaktır.”

[^1]: Ucb: Yaptığı iyi işleri ve ibadetleri beğenme, başa kakma.

[^2]: Bahillik: Cimrilik

[^3]: Küfran-ı Nimet: Cenab-ı Hakkın ihsan ettiği ni’metleri bilmemek ve hürmetsizlikte bulunmak.

[^4]: Tul-i emel: insanın dünya hayatında ebedi yaşayacak gibi plan ve program içinde olup, çok uzun emeller beslemesi

[^5]: Tamâ: Açgözlülük, aşırı istek.

[^6]: Şematet: başkasına gelen belaya, zarara sevinmektir. (Din kardeşinize şematet etmeyiniz! Şematet ederseniz, Allahü teâlâ belayı ondan alır size verir.) [Tirmizi]

[^7]: Tehevvür: Sonunu düşünmeden öfkelenme, âniden karar verme

[^8]: Gadr: Hainlik, vefasızlık, zulüm, merhametsizlik, haksızlık

[^9]: Su-i zan: Birinin kötü bir iş yaptığını zannetmektir. Kalbe gelen kötü düşünce.

[^10]: Gış: Şüphe ve tereddüt, kararsızlık. Kin ve hile. Hiyanet ve düşmanlık

[^11]: Müdahene: Gücü yettiği halde, haram işleyene mani olmamak, dalkavukluk yaparak, birinin gönlünü alırken, İslamiyet’in dışına çıkmak, günaha girmektir.

[^12]: Temerrüd: Direnmek, dikbaşlılık etmek, inat etmek. Yapılması gereken bir şeyi yapmakta kasten geciktirme.

[^13]: Cerbeze: Kurnazlık, hilekârlık.

[^14]: Gabavet: Ahmaklık, anlayışsızlık, bönlük, kalın kafalılık.

[^15]: Şereh sâhibi, helâl ve haram gözetmeksizin her istediğini elde etmeye çalışır. Başkalarının zarârına da olsa beğendiği şeyleri toplar.

Bu kadar çok kötü huy olduğunu bilmiyordum. Yaklaşık 300 yıl öncesi için bile işlerin aksine gittiğini söyleyen muhterem hoca efendi bugünler için kim bilir ne derdi! Ahir zamanda işimiz hiç kolay değil vesselam.

Neyse… Bir yerden başlamak gerekiyor. Ümitsiz olmaya lüzum yok! Haydi kolay gele..!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Marifetname'den Seğirmeler ve Anlamları

Eski Türkçe Sözlük

Benim Yalnız ve Güzel Ülkem